Laringofarengeal Reflu
1. Laringofarengeal Reflü ne
demektir? Nedenleri nelerdir?
Mide, kendisine gelen yiyecekleri sindirebilmek için asit salgılar. Mide
içeriğinin ve sıvısının mide dışına çıkmaması için var olan kapakçık sistemi
mide sıvısının mideden dışarı kaçağını önlemeye çalışır. Mide ile yemek borusu
arasındaki kapakçık (alt özofagus sfinkteri) uygun çalışmadığı zaman, midenin
asitli içeriği yukarıya yemek borusuna doğru kaçar. Buna gastroözofageal reflü
(GÖR) denir. Yemek borusu ile boğaz arasındaki kapakçık (üst özofagus
sfinkteri) çalışmadığı zaman ise, mide içeriği aside, mide içeriğine ve safraya
karşı çok daha hassas olan boğaza ve larinkse yani ses tellerine kadar ulaşır.
Bu duruma ise laringofaringeal reflü adı verilir (LFR) (1,2). Bu reflü yaygın
olarak bilinen mide reflüsundan (GÖR) farklıdır. Boğazımıza olan üst reflu gün
içinde ve ayakta daha fazla iken, mide reflüsü yatarken daha sık ve rahatsız
edicidir (1). LFR gelişiminde gırtlak ve yutak dokularının hassas yapısı ve
bazı sinirsel refleksler, yemek borusu hareketleri de önemli role sahiptirler.
Reflüye bağlı ses problemleri, ya asidin doğrudan irritatif etkisiyle, ya
da boğaz, gırtlak ve boyun kaslarının aside karşı refleks olarak kasılması ve
sertleşmesiyle ortaya çıkar.
Avrupa
popülasyonunun yaklaşık %30’unun reflü şikayeti olduğu bildirilmektedir. Boğaza olan bu reflu nadir değildir ve KBB Polikliniklerine başvuran her 10 hastadan birinde görülmektedir.
Ayrıca ses problemleri nedeniyle KBB Hastalıkları uzmanına başvuran hastaların
en az %50’sinde LFR’nin ses probleminin ana veya yardımcı nedeni olduğu
belirtilmektedir.
2. Laringofarengeal reflusu olan
hasta hangi şikâyetlerle doktora başvurur?
Hastalarımızda
sıklıkla karşılaştığımız problemler;
n Ses kısıklığı, seste kabalaşma, ses problemleri
n Kronik öksürük, inatçı öksürük
n Geniz akıntısı
n Boğaz temizleme
n Boğazda takıntı hissi, yabancı cisim hissi.
n Yutma problemleri
n Ağızda acı/ kötü tat
n Nefes almada zorluklar
n Ağız kokusu
n Kulağa yansıyan ağrı
n Ağza acı su gelmesi,göğüs ağrısı,mideden asit
gelmesi,hazımsızlıktır.
3. LFR tanısı nasıl konur?
Tanı koymak her zaman kolay değildir. Çünkü hastalarımızın şikayetleri
bu hastalığa spesifik olmamaktadır. Öncelikle hastalarımızdan ayrıntılı bir
hikaye alınmalı, beslenme biçimleri, hayat tarzları, vücut kitle indeksleri
(ağırlık/boy2 ), sigara, alkol,çay, kahve alışkanlıkları,
mideye dokunan ilaç kullanımları, akşam yemeği ile yatış arası süre, çikolata,
kuruyemişler, acı, sirke, acılı soslar, yağlı, şekerli beslenme alışkanlıkları,
stres ve stresle baş edebilme durumları ve hatta dar kemer ve giysi
kullanımları sorgulanmalıdır. Hastalarımızın daha önceki mide hastalıkları, bu
hastalıklara yönelik kullandıkları ilaçlar ve geçirdikleri cerrahi operasyonlar
da yine bilmemiz gereken noktalardır.
Yine ayrıntılı KBB ve Baş Boyun muayenesi
yapılmalıdır. Videolarengoskopi bize reflü hakkında en çok bilgi veren
görüntülülü endoskopi sistemidir. Bu sistem mide endoskopisine benzemez.
Kameralı endoskoplarla boğazdan, gırtlaktan ve ses telleri ile yemek borusu
başlangıç yerinden kayıtlı görüntüler elde edilir.
Hastalarımızın şikâyetleri Reflü Semptom İndeksi (RSİ) skalasında puanlanır
(Şekil 5). Bu puanlama hastalarımızın
bize kontrole geldiği tarihlerde tekrarlanarak tedavinin subjektif
değerlendirmesi de yapılmış olur.
4. Hangi
tetkiklere başvurulur?
Endoskopik Laringoskopi görüntüleme yöntemleri bizim için en değerli
yöntemdir. Bunlar fiberoptik endoskopi veya videolarengoskopi ile üst solunum
ve sindirim yollarının görüntülenerek değerlendirilmesidir.
Tanıda en değerli yöntem ve altın
standart olarak kabul edilen ise çift probe 24 saat asit (pH )
monitorizasyonudur. Bu tetkikte yemek
borusunda alt kapakçığın 5 cm ve 15 cm üzerine 2 asitölçer yerleştirerek yemek
borusundaki 24 saatlik asit değişimleri takip edilebilir.
5. Laringofarengeal reflü neden
önemlidir ve tedavi edilmelidir? LFR
hangi hastalıklara zemin hazırlamaktadır?
Maalesef LFR zor tanı konulan, düzenli tedavi alamayan bir hastalık olma
özelliği taşımaktadır. Son yıllardaki tıptaki baş döndürücü gelişmelere
teknolojik dönüşümün de eşlik etmesi sonrası LFR önümüzdeki yıllarda ismini çok
daha fazla duyuracak bir hastalık olacaktır. Hatalı beslenme tarzları ve yaşam
şekillerine eklenen yoğun stres sonucu bu hastalık da görülme sıklığını
artıracaktır.
LFR birçok hastalığın oluşumunda suçlanmaktadır: Bunlardan en önemlileri;
–
Astım,
–
Mikroaspirasyonlar
(solunum yollarına asit ve mide içeriğin kaçışı),
–
Akciğer
hastalıkları,
–
Hava yolu
daralması (larengeal stenoz),
–
Uykuda
solunumun durması ile kendini gösteren tıkayıcı uyku apnesi,
–
Ataklarla
seyreden larengospazm,
–
Gırtlak
kanseri,
–
Ani bebek
ölüm sendromu,
–
Kronik
sinüzit,
–
Kronik
farenjit olarak sıralanabilir. Kronik farenjiti tedavisi olmayan bir hastalık
olarak sayılmamalı, mutlaka bu hastalarda reflü varlığı sorgulanmalıdır.
6. Tedavide yaklaşımlar nelerdir?
Dietin bu hastalığın tedavisinde yeri var mıdır?
Dietin düzenlenmesi bu hastalığın sadece
tedavisinde değil, aynı zamanda tekrarlamamasında da çok önemli bir yere
sahiptir. Günümüzün modern yaşam biçiminde artık geçici, haftalık, aylık,
mevsimlik dietler yerine doğru beslenme biçimini kendi hayat tarzımız olarak
benimsememiz gereklidir. Bu öneriler ise;
–
Yatmadan 3
saat önce herhangi bir gıda yememek/ içmemek (su dışında),
–
Aşırı
yemekten kaçınmak ve yemeklerden sonra hemen yatmamak,
–
Kızartılmış
gıdalardan uzak durmak,
–
Alkol, kahve,
çay, çikolata ve asitli içeceklerden kaçınmak,
–
Rahatsız
ettiği bilinen yiyecekleri tüketmemek olarak özetlenebilir.
7. Yaşam değişikliklerinin bu
hastalığın tedavisinde yeri var mıdır?
Yaşam tarzı değişiklikleri de LFR’ de ilaç
tedavisini destekleyen önemli parçalardan biridir. Bunlar;
Yatarken yatak başın 10-15 cm yükseltilmesi. Burada
çift yastıkta yatmak değil, yatak başının yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Dar
giysilerden ve sıkı kemerden kaçınmalıdır. Sigara, alkol kullanılmamalı, ideal kilo korunmalıdır. Ayrıca karın
bölgesini aşırı sıkan kıyafetlerden kaçınılmalıdır. Ek olarak:
Yemeklerden hemen sonra yatmaktan ve eğilmekten
kaçınmak,
Aspirin gibi mideye dokunan ilaçları zorunluluk
yoksa kullanmamak,
Yoğun stresden kaçınmak veya stresle başa çıkma
sanatını öğrenmek,
Karın solunumu yapmak,
Sık ve az miktarda öğünlerle beslenmek,
Kafein ve nikotinden uzak durmak,
Domates ve domates sosu içeren yiyecekler, acılı
yiyecekler, ananas, sirke ve turunçgilleri ölçülü tüketmek,
Çikolata, kuruyemişler, mentol ve alkollü
içecekler alt özofagus sfinkteri bozar, bunlardan da uzak durmak,
Yağlı yiyeceklerden kaçınmak,
Tam yağlı süt yerine yağı azaltılmış veya yağsız
süt ve süt ürünlerini tercih etmek sayılabilir.
Bu uzun öneri listesini okuyan hastalarımıza burada bir noktayı hatırlatmak
istiyorum. Elbette “Hayatımızdan yukarda sayılan besinlerin hepsini çıkarmamız
şarttır.” diye bir çıkarım da bulunmak ağır bir istek olacak ve muhtemelen hiç
uyulmayacaktır. Doğrusu ise adı geçen besinleri sınırlı ve az miktarlarda
tüketmek olacaktır. Bir hastam 4 aylık tedaviye rağmen düzelmiyordu. Bana daha
sonra bir detoks kürü uyguladığını ve her gün 2 kilogram greyfurt tükettiğini
söylemişti. Elbette ilaç tedavisi mutlaka bu önerilerle desteklenmelidir.
8.
İlaç tedavisi nelerdir ve tedavi süresi ne kadardır?
Proton pompa inhibitörleri denen bir grup ilaç kullanılmaktadır. Bu ilaçlar
mide asiditesini sıfıra indirmektedir. Bu ilaçlar sabah aç karna ve gece
yatarken olmak üzere 2 tane alınmalıdır. Bu tedaviye en az 4 ay devam edilmesi uluslararası
literatürde önerilmektedir.
9. Hastalar hangi sıklıkta doktora
kontrole gitmelidir?
Bizim uygulamamız tedavinin 2. ayında ve tedavi bitimi 4. ayında hastayı
tekrar değerlendirmektir.
10. Tedaviye cevap vermeyen hastalar
oluyor mu?
Maalesef ilaçla tedavide en uygun ve optimal tedavi ile başarı % 70 olmaktadır. Bu tedaviye cevap vermeyen
hastalarda mide endoskopisi ve biopsi gibi ileri diğer tetkikler gerekebilir.
11. Laringofarengeal reflü ile
ilgili araştırmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Bunlardan biri reflü hastalığının
ses kalitesi üzerine etkilerini değerlendiren bir çalışma idi. Ses analizleri
yaptığımız bu çalışma ile laringofarengeal reflünün ses kalitesi ve ölçütlerini
olumsuz etkilediğini ortaya koyduk (1). İkinci çalışmamızda da reflunun
mekanizmaları ve klinik formları araştırdık (2).
12.
Cerrahi tedaviye ne zaman başvurulmalıdır?
Cerrahi tedavi seçenekleri tedaviye yanıt
alamadığımız veya yapısal problemleri olan hastalarda değerli bir seçenektir.
13. Son olarak LFR ile ekleyeceğiniz şeyler var mı?
LFR sık görülür, GÖR ile karışabilmektedir. Doğru
tanıyı koymak zor ve önemlidir. Tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol
açabilmektedir.
Prof.Dr. Erkan TARHAN
Kulak Burun Boğaz
Hastalıkları ve Baş-Boyun Cerrahisi
Ağız Yüz ve Çene
Cerrrahisi
Telefon: 0 312 284 19
20
GSM: 0 532 387 12 25
Adres: Ankara Ticaret
Merkezi 3/15 Kızılırmak Mah. 1450. Sokak Çukurambar, Çankaya, Ankara
Linkedin: https://www.linkedin.com/in/profdrerkantarhan/
Pinterest: https://tr.pinterest.com/profdrerkan/
Pinterest: https://tr.pinterest.com/profdrerkan/