BURUN KANAMALARI

Burun kanamaları hastalarımızı endişe ettiren ve sık karşılaştığımız bir durumdur. Genellikle iki şekilde

görüler: genç ve çocuklarda sık tekrarlayan ve az miktarda olan kanamalar ki bunlar çoğunlukla

burnun 1 cm. gerisinden köken almaktadırlar. Bu bölge kan damarlarının çok yoğun olduğu bir

bölgedir. Çocuklarda burun kanamalarının en sık sebebi burun karıştırmadır. Çocuklar burunlarını

karıştırarak bu kılcal damarlardan çok yoğun olan bölgeyi zedelemekte ve tekrarlayan burun

kanamalarına neden olmaktadırlar. Kuru havalarda ve üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerde de

burun kanamaları sık görülmektedir.

İleri yaştaki hastalarımızda ise şiddetli ve kendiliğinden durmayan, çoğunlukla da burnun arka

bölgelerinden kaynaklanan ve sıklıkla hastaneye yatırma zorunluluğu duyduğumuz ciddi kanamaları

görmekteyiz. Bu kanamalar daha çok tansiyon hastalarında ve hastalarımızın kullandığı aspirin,

heparin, kumadin, plavix gibi kan sulandırıcı ilaç kullanımlarında ortaya çıkmakta ve ciddi seyirli

olmaktadır.

Burun kanamalarının bölgesel nedenleri arasında; buruna darbe alınması, burun kırıkları, yüz ve

kafatası kırıkları, burun karıştırma, buruna sıkılan kortizonlu ilaçlar, kokain kullanımı sayılabilir. Ayrıca

burundaki kıkırdak ve kemik eğriliklerinden dolayı da dar alandan hava hızlı akarak burunu kurutur,

kabuklanmalar olur ve burun kanaması izlenebilir. Sıklıkla hepimizin gözlemlediği üzere geçirilen üst

solunum yolu enfeksiyonları, nezle, grip, sinüzit gibi enfeksiyonlarla da sıklıkla burun kanamaları

olabilmektedir. Burun, burun boşlukları ve genizin iyi ve kötü huylu tümörleri de yoğun burun

kanamalarına neden olmaktadır. Ergenlik çağında erkek çocuklarda görülen damar tümörleri de şiddetli

kanama yapabilmektedir.




Gelelim burun kanamalarının tüm vücudumuzu ilgilendiren nedenlerine: pıhtılaşma sorunları,

hemofili, von Willebrand gibi pıhtılaşma hastalıkları, K vitamini eksikliği, ilaç veya hastalıklara bağlı

kanda pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerin (trombositler) azalmasına neden olan durumlar, karaciğer

hastalıkları ve alkol alımı burun kanamalarına yol açmaktadır. Toplumumuzda yanlış öğretiler sonucu

birçok kişi hekim tavsiyesi olmadan aspirin kullanmaktadır. Aspirin ve benzeri kan sulandırıcı ilaçların

doktor reçetesi olmadan kullanılması sonucu sadece burunda değil birçok alanda durdurulamayan

kanamalar olmakta ve hastalarımız bundan zarar görmektedir. Aspirin kanama zamanını 1 hafta

uzatmakta ve bu sürede tedavide pıhtılaşma problemleri yaşanmaktadır. Önerimiz kan sulandırıcı


ilaçların bir teşhise dayanması, tedavi süresinin ilgili hekim tarafından belirlenmesi ve kanama-

pıhtılaşma parametrelerinin düzenli kontrol edilmesidir. İleri yaşlarda yine sıklıkla kanamaya neden

olarak tansiyon yüksekliği (hipertansiyon) ve damar sertliği olarak kaydedilmektedir. Bu arada bir

anekdot olarak tansiyonu yüksek hastanın burun kanaması olmasının iyi bir durum olduğu böylece

beyin kanaması olmadığı doğru olmayan bir inanıştır. Burun kanaması olmadan da hipertansif

hastalarda beyin kanaması izlenmektedir. Hastalarımızı çok korkutan kanamalarda bile miktarlar bir su

bardağından daha azdır. Vücudumuzda toplam 5 litre dolaşan kanın varlığı hatırlandığında durum daha

iyi kavranacaktır.

Hastalarımız hastaneye gelmeden karşılaştıkları burun kanamasında ne yapmalıdırlar?

İsterseniz öncelikle neler yapılmamalı bunlardan başlayalım; Baş geriye atılmamalı, buruna pamuk gibi

evde yakında ne varsa sokuşturulmamalı. Bu, sadece burun kanamasının önden değil genizden

gelmesini sağlar, kanamayı durdurmaz. Kafayı ıslatmak, boyuna buz koymak pek de işe yarayacak

önlemlerden değildir. Doğrusu ise önce soğuk bir suyla burunu fazla sümkürmeden temizlemek ve bir

elin 2 parmağı ile burun kanatlarından şiddetlice bastırmaktır. 5 dakika bastırdıktan sonra eğer hala

kanıyorsa tekrar burun içini soğuk suyla temizlemek, pıhtıları uzaklaştırmak ve tekrar 2 parmakla burun

kanatlarını bastırarak kanamayı durdurmak gerekir. Bu işlem birkaç kez tekrarlanabilir. Bu yolla burun

kanamalarının % 90’ı durmaktadır. Durmayan kanamalar içinse KBB uzmanına başvurulmalıdır.

Burun kanamalı hasta hastaneye geldiğinde bizler neler yapıyoruz?

Öncelikle hasta sakinleştirilmeli, elindeki kanlı havlu ve benzeri bezler atılmalı, yüzü silinerek gerekirse

ek ilaçlar yapılarak yoğun kaygısı giderilmelidir. Müdahale edilirken bir yandan da kanamanın yeri,

şiddeti, sıklığı ve kanama miktarı hakkında bilgi alınmalıdır. Hastalarımızın kanama öncesi genel

durumları, kullandıkları ilaçlar, yakın zamanda geçirilen enfeksiyonlar, sigara, alkol alışkanlıkları,

ameliyatlar ve pıhtılaşma ile ilgili hastalıklarının varlığı sorgulanmalıdır. Hastanın tansiyonu ölçülür, başı

öne doğru eğilir. Soğuk suyla burun temizlenerek pıhtılar uzaklaştırılır. Uyuşturuculu ve damarları

büzücü ilaçların emdirildiği pamuk tamponlar buruna yerleştirilerek kanama kontrol altına alınır.

Kanama odağı belirlenir. Burun ve geniz uygun ışıklı endoskoplarla incelenir. Bu arada tansiyon

yüksekse düşürülür ve kanama miktarını anlamak ve pıhtılaşma durumunu tespit etmek için kan

testleri yapılır. Daha sonra hala kanama devam ediyorsa burunda kanayan damarlar kimyasal veya

elektiriksel yollara yakılır (koteriziasyon). Hasta kan sulandırıcı bir ilaç kullanmakta ise yakma işlemi


kanamayı daha çok artıracağından yapılamaz. Gerekirse çeşitli tampon materyalleri de kanama

kontrolünde kullanılabilir. Artık günümüzde kendiliğinden eriyen ve kanamayı azaltıcı maddeler içeren

kalın kağıt benzeri (spongostan, surgicel) materyalleri tercih ediyoruz. Bu materyallerle durmayan

inatçı kanamalarda son yıllarda ön ve arka burun kanamalarında içi şişebilen ve kanayan damara bası

uygulayan balonları kullanmaktayız. Bu balonları genellikle burunun arka kısmındaki kanamalarda

tercih etmekteyiz. Eskiden olduğu gibi burun içine metrelerce bez tampon kullanımını tercih

etmemekteyiz. Çünkü bu tamponları çıkarırken de burun kanamaları olmakta ve burun içi dokular zarar

görmektedir. Burun kanamalarının sebebi üst solunum yolu enfeksiyonu, burun karıştırma gibi basit

nedenlerden kaynaklanıyorsa çoğunlukla burunu nemlendirici spreyler, burun mukozasını iyileştirecek

kremler, gerekirse antibiyotikleri hastalarımıza önermekteyiz. Burun damarlarını büzücü sprey ve

kremler ise uzun süreli kullanılmamalıdır.

Hangi hastalar hastaneye yatmalıır?

Burnun arka kısmından olan kanamalar, kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar, tekrarlayan kanamaları

olan hastalar, hipertansiyonu olan hastalar, burundan nefes almayı engelleyici balon, tampon vs. gibi

materyal olan yaşlı kalp, akciğer ve solunum problemleri olan hastalar mutlaka hastaneye yatırılarak

yakın izlemde tutulmalı ve gerekli testler yapılarak uygun ilaçlar verilmelidir. Tabi bu anlatılanlara

rağmen kanaması devam eden hastalar da olmaktadır. Bu çok küçük yüzdeyi oluşturan hastalarımızda

ameliyathanede gerekli müdahaleler yapılarak kanayan damar bağlanmakta veya o damarı tıkayıcı

işlemlere gereksinim duyulmaktadır. Hastanın kanaması burun eğriliğinden kaynaklanıyorsa bu eğrilik

ameliyatla mutlaka düzeltilmedir.

Sonuç olarak, burun kanamaları önemsenmesi gereken bir durumdur. Bu durumun nedeni mutlaka

araştırılmalı ve varsa altta yatabilecek daha ciddi hastalıklar ortaya çıkartılarak tedavi edilmelidir.


Prof.Dr. Erkan TARHAN

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş-Boyun Cerrahisi

Ağız Yüz ve Çene Cerrrahisi 

Telefon: 0 312 284 19 20

GSM: 0 532 387 12 25

Adres: Ankara Ticaret Merkezi 3/15 Kızılırmak Mah. 1450. Sokak Çukurambar, Çankaya, Ankara

http://www.drerkantarhan.com/

Blog: https://erkantarhan.blogspot.com.tr/

Facebook: https://www.facebook.com/profdrerkantarhan/

İnstagram: https://www.instagram.com/prof.dr.erkantarhan/

Twitter: https://twitter.com/erkantarhan

Linkedin: https://www.linkedin.com/in/profdrerkantarhan/
Pinterest: https://tr.pinterest.com/profdrerkan/

Tumblr: https://www.tumblr.com/blog/profdrerkantarhan

 


Bu blogdaki popüler yayınlar